Otizm spektrum bozukluğu alanında çeşitli disiplinlerden uzman ve uygulamacılar çalışmaktadır. Ne yazık ki otizm spektrum bozukluğunun tıbbi tedavisi henüz yoktur. Otizmli bireylere önerilen pek çok uygulama ise bilimsel dayanaktan yoksundur. Bilimsel dayanağı olmayan, etkili olup olmadığı bilinmeyen uygulamalarla başta çocukların çok değerli zamanları olmak üzere ailelerin kaynakları boşa harcanmaktadır. Otizm alanında kullanılan en etkili uygulamalar erken dönemde başlatılan, yoğun psikoeğitsel nitelikli çalışmalardır.
Otizm spektrum bozukluğu alanında çeşitli disiplinlerden uzman ve uygulamacılar çalışmaktadır. Ne yazık ki otizm spektrum bozukluğunun tıbbi tedavisi henüz yoktur. Otizmli bireylere önerilen pek çok uygulama ise bilimsel dayanaktan yoksundur. Bilimsel dayanağı olmayan, etkili olup olmadığı bilinmeye uygulamalarla başta çocukların çok değerli zamanları olmak üzere ailelerin kaynakları boşa harcanmaktadır. Otizm alanında kullanılan en etkili uygulamalar erken dönemde başlatılan, yoğun psikoeğitsel nitelikli çalışmalardır. Alparslan Otizm Vakfı çatısı altında akademik danışmanların gözetimi altında otizmli bireylere yönelik erken ve yoğun eğitim çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalarda otizmde başarı için kritik öneme sahip bileşenler bir araya getirilmektedir. Bunlardan bazıları aşağıda sıralanmaktadır:
Erkenlik:
Eğitime daha erken başlayan otizmli çocukların diğerlerine göre önemli avantajlar elde ettiğini hem eğitim hem de nöroloji alanında yapılan araştırmalar göstermektedir. Yoğun eğitime mümkünse çocuk tanı alır almaz başlanmalıdır.
Yoğunluk:
Yoğunluk otizmli bireylerle yapılan çalışmalarda başarıyı belirleyen etmenlerden biridir. Daha yoğun programlarla daha başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Alparslan Otizm Vakfı’nda yapılan çalışmalarda otizmli çocuklara haftalık yaklaşık 30 saat süren bire bir eğitim verilmektedir
Otizme özgü müfredat:
Otizm alanında kullanılan uygulamaların başarılı olabilmesi için yapılan çalışmaların otizmin temel yetersizlik alanlarına odaklanması gerekir. Bu nedenle otizmli çocuklarla yapılan çalışmalarda otizmli bireyler için geliştirilmiş müfredatları kullanmak çok önemlidir. Alparslan Otizm Vakfı’nda yapılan çalışmalarda OÇİDEP (Otistik Çocuklar İçin Davranışsal Eğitim Programı), ESDM (Early Start Denver Model), VB-Mapp (The Verbal Behavior Milestones Assessment and Placement Program) gibi otizmli bireyler için geliştirilmiş kapsamlı uygulama modellerinin müfredatları her bir çocuğun gereksinimleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlanırken ve uygulanırken kullanılmaktadır. Her bir çocuk için hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programlarında yer alan amaçların gerçekleştirilmesi için hem ayrık denemelerle öğretim hem de oyuna dayalı uygulamaları içeren doğal öğretim yöntemleri kullanılmaktadır.
Akranlarla bir arada eğitim:
Otizmli çocukların özellikle iletişim, sosyal etkileşim ve oyun gibi alanlardaki gereksinimlerinin karşılanabilmesi için olabildiğince hızlı bir şekilde tipik nörolojik özellikler gösteren akranlarıyla bir araya gelmeleri gerekir. Vakfımızda eğitim alan çocukların programları akranlarıyla bir aradayken gereksinim duyacakları becerilerle donatılmalarını sağlayacak biçimde düzenlenmektedir. Otizmli çocukların akranlarıyla planlı bir şekilde ve gerekli destek sağlanarak bir araya getirilmeleri için vakıf içinde akranlarla oyun grubu etkinlikleri gibi etkinlikler düzenlenmekte, vakıf dışında ise çocuklar akranlarıyla birlikte devam ettiği kurumlarda izlenerek eğitimlerinin devamı sağlanmaktadır.
Anne-babaların aktif katılımı:
Araştırma bulguları anne-babaların bilgilendirilerek çocuklarının eğitimine katıldıklarında öz-bakım becerileri, iletişim becerileri, taklit becerileri ve sosyal beceriler gibi birçok beceriyi çocuklarına öğretebildiğini göstermektedir. Ayrıca, araştırmalar anne-babaların fırsat öğretimi, replik silikleştirme, video modelle öğretim gibi uzmanların kullandığı yöntemleri doğru bir şekilde kullanmayı öğrenebildiğini göstermektedir. Anne-babalar eğitim süreçlerine katılarak hem çocuklarına sağlanan eğitimin yoğunluğunu artırabilir hem de öğrenilen becerilerin ev ortamına ve toplumsal ortamlara genellenmesine yardımcı olarak eğitimin niceliğinin yanı sıra niteliğini de artırabilirler. Alparslan Otizm Vakfı’nda eğitim alan çocukların anne-babaları gönüllü olmaları durumunda çocuklarının eğitim programlarında yer alan her bir becerinin nasıl öğretileceği konusunda bilgilendirilmekte, vakıfta yapılan uygulamaların her aşamasına gözlem yoluyla ya da kendileri öğretmenlerle birlikte uygulama yaparak katılabilmektedir.